Michael Faraday, dinamonun bulunmasıyla ve elektroliz yasalarının kurulmasıyla (çözeltilerin elektrikle ayrıştırılması) sonuçlanan bir dizi elektrik deneyiyle tanınır.
Bir demircinin oğlu olan Faraday, 22 Kasım 1791’de Surret’de (İngiltere) doğdu. 1812’de Sir Humphry DAVY’nin verdiği konferanslara katıldıktan sonra, bilime karşı ilgi duymaya başladı. Bir ciltçi dükkanında çıraklık ederken, bir iş isteme mektubuyla birlikte, Davy’ye ders notlarını yolladı. 1813’te Davy’nin asistanı olarak Krallık Enstitüsü’nde çalışmaya başladı. O yılın sonlarına doğru, Davy ile bir Avrupa turuna çıktı. Krallık Enstitüsü’ne geri döndüğünde çok çalışmak zorunda kaldı; çünkü ekonomik bunalıma sürüklenen Enstitü’nün o zamanki tek gelir kaynağı, Faraday’dı. Bu süre içinde cam ve çelik üstüne pek çok çalışma yürüttü ve Davy için, karbon klorürlerini araştıran çeşitli kimyasal çözümlemeler yaptı (bunlar 1825’te benzenin bulunmasıyla sonuçlandı).
Davy Enstitü’den ayrılmıştı, ama Faraday, araştırmalarını Davy adına yürüttü. 1823’te Faraday, gazların basınç altında sıvılaşabileceklerini kanıtladığında, bu başarının onuru Davy’nin oldu. Daha sonra Davy, Faraday’ın Krallık Akademisi’ne üye olmasına karşı çıktığından araları bozuldu.
Evlendiği yıl (1821), bilimsel bir yayınevi, Faraday’dan yeni elektrik olayları konusunda makaleler yazmasını istedi. O dönemde açıklaması yapılamayan birçok buluş ortaya çıkmaktaydı. Sözgelimi OERSTED, bir telden geçen akımın pusula iğnesini etkilediğini saptamıştı. Faraday, mıknatısın, elektrik geçen teli bir yöne doğru itebileceğini düşündü ve bunu kanıtlamak için bir deney yaptı. Bir mıknatısın üstüne, içinden akım geçen bir tel sallandırdı; devre kapandığında tel, mıknatısın çevresinde daireler çizmeye başladı. Bu deney, Faraday’ın hem Avrupa’da büyük üne kavuşmasına, hem de büyücülükle suçlanmasına yol açtı.
1831’de Krallık Enstitüsü’nün ekonomik koşulları düzelince, Faraday, araştırmalarını yeniden yoğunlaştırdı. Aynı yıl, elektromanyetik indükleme olayını kanıtlayan ünlü deneyini yaptı. Demir halkanın bir yanına sarılmış olan bobinden akım geçirildiğinde, halkanın öteki yanına sarılı bobinde bir akım indükleniyordu. Faraday bu olayı, birinci bobinde ortaya çıkan ‘’manyetik dalga’’ nın, ikinci bobini, içinden akım geçecek biçimde etkilemesiyle açıkladı. Manyetik dalganın sürekli üretilmesi, manyetik alan içinde bir iletkenin (bir bakır disk) döndürülmesiyle sağlanabilirdi: Bununla Faraday, ilk dinamoyu yapmış oluyordu.
Dinamonun bulunuşunu izleyen birkaç yıl içinde Faraday, çözeltilerden akım geçirerek, nasıl üretilirlerse üretilsinler bütün elektrik türlerinin aynı yapıda olduğunu gösterdi. Böylece, bir çözelti içindeki çözülme miktarının, geçen akım miktarına bağlı olduğunu belirten elektroliz yasalarını geliştirdi.
1839’da Faraday rahatsızlandı; çeşitli ülkelerdeki tedavisi dört yıl kadar sürdü. Bu hastalık sonucu ortaya çıkan bellek zayıflığı, günden güne arttı. Çalışmalarına yeniden başladığında, manyetik alanın metal olmayan maddeler üstündeki etkisini araştırdı. Bunlar birbirlerini zayıf bir biçimde ya itiyor ya da çekiyorlardı. Faraday böylece, paramanyetik ve diyamanyetik terimlerini ortaya attı. Başka işlerle uğraşmaya başlaması sonucu, bilimsel araştırmaları azaldı. 1853’te doğa dışı güçlerin neden olduğu ileri sürülen ruh çağırma olayını inceledi. Bundan iki yıl sonra, The Times gazetesine, Thames ırmağındaki kirlenmeyle ilgili bir mektup gönderdi.
70 yaşında (1861) Krallık Enstitüsü’nden istifa etti ve Kraliçe Victoria’nın hediyesi olan Hampton Court’taki evine yerleşti. Artık sağlığı iyice bozulmuştu ve sürekli bakıma gereksinimi vardı. 25 Ağustos 1867’de öldü.
Faraday, çalışmalarında, ancak az sayıda örneğine rastlanacak bir yetenekle, kuram ve deneyi birleştirmeyi başarmıştır. Oysa genellikle, gerekli araç ve aygıtlar için yeterli parası olmazdı. Üstelik hiç matematik bilmezdi. Buluşlarından birçoğu, ancak ölümünden yıllar sonra uygulamaya aktarılmıştır. En önemli başarılarından biri, 19. yüzyıl biliminin çekirdeğini oluşturan elektromanyetizma konusundaki araştırmalardır. Bundan yararlanarak daha sonra James MAXWELL, alan kuramını geliştirmiştir.
Yukarıdaki Laboratuarı interaktif ortamda gezmek isterseniz aşağıdaki kaynak linkine tıklayabilirsiniz.
Kaynak: http://www.rigb.org/