Radyum elementi 1898 yılında Polonyalı-Fransız Kimyager/Fizikçi Marie Curie ve kocası Pierre Curie tarafından keşfedildi. 1910 yılında ise, bilim adamı Andre-Louis Debierne ‘in desteğiyle saf bir metal olarak izole edilebildi.
Buraya kadar her şey normal.
1910’lu yılların sonunda üreticilerde karanlıkta parlayan Radyum Çılgınlığı oluşmaya başladı. Radyasyona maruz kalmanın etkileri iyi anlaşılmadan önce elementin, sihirli ve büyülü iyileştirme özellikleri ve karanlıkta parlayan yeniliği nedeniyle, kısaca bu “mucize” maddenin kullanılmadığı alan kalmamış desek abartmış olmayız.
Okuduklarınıza inanamayarak ara sıra uzaklara dalıp “Nasıl ya!” diyebilirsiniz. Ben çok dedim.
Başlamadan önce adını birazdan sık sık duyacağınız için şunu söyleyelim; radyum cevheri Revigator, radyoaktif maddelerle kaplı bir seramik su güvecinden oluşan sahte bilimsel bir cihazdır.
İşte başlıyoruz.
Su
Revigator’un içme suyuna radyoaktivite katması amaçlanmıştır. Tamamen şu düşünce ile; “Radyoaktivitesi olmayan su yaşam elementinden yoksundur. Radyoaktivitesi olmayan su oksijensiz hava gibidir.”
Bu sudan günde en az 6 bardak içerek çok sayıda rahatsızlığı iyileştireceği öngörüldü.
Revigator “Orijinal radyum cevheri patentli su güveci” olarak ilan edildi, 1924-1930 yılları arasında yüz binlerce sattı.
Ekmek
Revigator ile ortaya çıkan radyumlu su ile Hippmann-Blach fırını tarafından radyum ekmeği üretimi 1936 yılına kadar devam etti.
Radyum suyu kullanıldığı için ekmek biraz yüksek radyum seviyeleri içerecekti, ancak tehlikeli olarak kabul edilebilecek hiçbir şey yoktu (!)
En temel ihtiyaçlar su ve ekmek artık zehir(!) içermekteydi!
Çikolata
Revigator ile ortaya çıkan radyumlu su ile Burk & Braun tarafından Radium Schokolade üretimi 1936 yılına kadar devam etti.
“Tüm yıl boyunca radyum banyosunda Burkbraun Radium Chocolate” sloganıyla satışa çıktı.
Hatta gazete reklamı bile var.
“Örneğin, radyoaktif suyun, vücudun çeşitli organları üzerinde uyarıcı bir etkiye sahip olduğu, yani gerçekten “gençleştirici” bir etki olduğu ortaya çıkmıştır. Çikolatanın en kaliteli besinlerden ve lüks gıdalardan biri olduğu bilinmektedir.
Mucizevi radyumu bileşenlerinden birine bağlamak kesinlikle büyük bir düşüncedir. Ürünlerinin kalitesi ile ünlü Cottbus’taki Burk & Braun şirketinde dünya patentli sürecin hayata geçirilmesi sağlıklı ve acı verici olduğu için şanslıdır.
Burkbraun Radium çikolata, yemek ve içmek için lezzetli tam olgunlaşmış kakao çekirdeklerinden yapılır. Radyum, tadı kesinlikle saf tutacak şekilde eklenir. Hızlı, süpürücü etkilerinin sırrı, ince çikolatanın yarıçapının gecikmeden kan dolaşımına ve dolayısıyla tüm organlara, merkezi sinir sistemine, bezlere, sinirlere, son dallara ve hücrelere girmesine dayanır.
Bu nedenle Burkbraun-RADIUM-SCHOKOLADE’in sağlık veren, sağlığı koruyan, gençleştirici etkisi kesinlikle garanti edilmektedir.”
Kozmetik Ürünler ve Diş Macunu
1933’te bir eczacı Alexis Moussali ve Parisli bir doktor Alfred Curie tarafından üretildi.
*Marie ve Pierre Curie’nin, Alfred Curie ile bir ilişkisi yoktu. İsim benzerliğini reklam amaçlı kullanmak için getirilmiş olduğu da düşünülüyor.
Temizleme sütü, cilt kremi, toz, allık, ruj ve diş macunu içeren ürün yelpazesine, her ikisi de radyoaktif olan toryum klorür ve radyum bromür içerdiği için Tho-Radia adı verildi.
Tho-Radia’nın bilimsel bir güzellik yöntemi olduğu ilan edildi. Radyumun tıbbi ‘faydaları’ Fransız basınında oldukça yaygındı ve 1930’larda Fransız halkı tarafından iyi biliniyordu. Ürün reklamcılığı, aşağıdan aydınlatılmış bir yüzü gösterir, bu da ‘parlayan’ gibi görünmesini sağlar. Parlayan bir tenden daha sağlıklı ne olabilir?
Ürün kitapçığındaki iddialar şu şekildedir;
Hücresel canlılığı uyarır, dolaşımı aktive eder, cildi sıkılaştırır, yağları ortadan kaldırır, genişlemiş gözenekleri durdurur, sivilceler, kızarıklık, pigmentasyon, elementlerden korur, yaşlanmayı durdurur ve cilt kırışıklıklardan kurtulur, tazeliğini ve parlaklığını korur.
Banyo Tuzu
1930’lu yıllarda Denver Radium Service (DRS) tarafından sinir bozuklukları, uykusuzluk, genel debilite, artrit ve romatizma için iyi geleceği iddiasıyla üretilmiştir.
Oyuncak
Gördüğüm en şaşırtıcı manzara!
Radiumscope’tan bakarken dünyalar gözlerinizin önünde yok edildi!
1942’ye kadar satılan bir oyuncak olan Radiumscope, hareket halindeki radyumun görünümünü verdi. Radyumun ünlü lüminesansına dikkat çeken reklam, Radiumscope ‘un “harika” bir gece lambası olarak iki katına çıkabileceğinden de bahsediyor, çünkü “karanlık bir odada tuhaf bir ışıkla parlıyor”.
Isıtma Pedi ve Fitilleri
20. yüzyılın başlarında doktorların romatizma, halsizlik ve hemen hemen her türlü sağlık şikayetini tedavi etmek için hızlı ve büyülü bir tedaviye ihtiyaçları vardı. Ve radyoaktif ped şu metinle pazarlanmaya başladı;
“Kabızlık, gut, romatizma, lumbago, siyatik, geceleri öksürük, içte herhangi bir yerde ağrı durumunda sihirli bir rahatlama.”
Kullanım talimatında ise şu inanılması güç cümle yer alıyordu;
Kullanılmadığı zaman yatağınızda sarılmaya devam edin.
Her türlü kronik hastalık veya ağrıda faydalıdır.
İktidarsızlık Tedavisi
1924 – 1929 yılları arasında Radiendocrinator, “yaşam ve bedensel sağlık üzerinde çok usta bir kontrolü olan” endokrin bezlerinin üzerine yerleştirilmek üzere tasarlandı. Gece iç çamaşırlarının içine giyilen yaklaşık 7 adet radyuma batırılmış kurutma kağıdı benzeri kağıttan oluşuyordu.
** Radioendocrinator’un mucidi 1949’da mesane kanserinden öldü. İşte kaderin cilvesi…
SPA Merkezleri
Radyum ve radon sağlık spaları 1920’li yıllarda kullanıma başladı. İnsanların radyum çamurunda uzun süre rahatlamak için durabilecekleri ve suyuyla iltihapların azalacağı ve ağrı kesici etkisi olacağı iddiasıyla günümüzde de faaliyetlerini sürdürmektedir.
Radyum Saatler
Bu keşiflerin en parlak döneminde, 1917 ve 1926 yılları arasında en büyük kullanımı saat ve saat kadranlarını boyamaktı. Şirketler, parlak boya üretmek için radyum tuzlarını çinko sülfür ve yapıştırıcı ile karıştırdı. US Radium radyum boyalarını ” Undark ” adı altında patentledi .
Undark boyasını karıştırmak için 70 kadar genç kadın işe alındı. Saat kadranlarını boyayan işçilere, ince bir noktayı korumak için ağızlarıyla boya fırçaları şekillendirmeleri öğretildi. Bu işleme “işaretleme” adı verildi.
İşaretleme yapan genç kadın işçiler bir süre sonra kemiklerinin karanlıkta parladığını farkettiler. Ciddi diş problemleri, çene tümörleri, bacaklarında, kalçalarında ve yüzlerinde kemik tümörleri oluşmaya başladı. Sonra genç kadınlar ölmeye başladı.
Daha güvenli teknikler kullanılarak saat ve saat kadranları 1960’lara kadar radyumla boyanmaya devam etti.
Karanlıkta parlayan saat ve saat kadranlarının maliyeti genç kadınların hayatıydı.
2017 yılında yazar Kate Moore, bu kadınların hikayesini Radium Girls: Amerika’nın Parlayan Kadınlarının Karanlık Hikayesi kitabında geri getirdi.