Organik kimya; karbon temelli bileşiklerin yapılarını, özelliklerini, tepkimelerini ve sentez yollarını inceleyen kimya dalıdır.
Kendilerine özgü özellikleri nedeniyle çok karbonlu bileşikler organik bileşiklerin en geniş grubunu oluşturur. Birçok ürünün en önemli bileşenleridirler (boyalar, plastikler, gıda,patlayıcılar, ilaçlar, petrokimyasallar vb.) ve doğal olarak tüm yaşam süreçlerini (birkaç istisnanın dışında) yine organik bileşikler oluşturur.
Organik kimyanın temeli Ebu Bekr Er-Razi (865-925)’nin ortaya koymuş olduğu; bileşiklerin, minerallerde ve canlılarda bulunmasına göre sınıflandırmasına dayanır.
19. yy başlarında ise Berzelius, yapılarındaki gizemler, bitkisel ve hayvansal kaynaklardan elde edilebilmeleri gibi sebeplerle organik bileşiklerin yalnızca canlılarda bulunan “yaşam gücü” ile meydana gelebileceği fikrini ortaya atmıştır ve dolayısıyla o dönemde “yaşam gücü” olmadan organik maddelerin oluşamayacakları savunulmuştur. Organik kimya adlandırması ilk defa Berzelius tarafından kullanılmıştır.
Organik kimya çalışmaları, kimyagerlerin bu organik maddeleri aynen inorganik maddeler gibi “yaşam gücü”ne gerek duymadan laboratuar ortamında üretilebileceklerini farketmeleriyle hız kazandı. 1828 yılında Alman kimyacı Friedrich Wöhler amonyum siyanatı (NH4OCN) ısıtarak, tamamen organik olan üreyi elde etmiştir. Wöhler sentezi olarak anılan bu yöntem “yaşam gücü” tezini yıkması nedeniyle bir dönüm noktası olarak kabul edilir.

Organik kimya tarihindeki önemli dönüm noktaları:
- 1807 : Lavoisier organik bileşiklerin karbon, hidrojen ve oksijen içerdiğini kanıtladı.
- 1853 : Edward Frankland ilk olarak değerlik terimini (valentlik) kullandı.
- 1857 : August Kekule ve Adolf Kulbe karbonun dört bağ yapabilme özelliğini açıkladı.
- 1858 – 1861 : A. Kekule, A.S. Couper ve A.M. Butlerov birbirinden bağımsız olarak “Organik bileşiklerin yapısal teorisini” geliştirdiler.
- 1874 : Van’t Hoff ve Joseph Le Bel organik bileşiklerin yapısal teorisini metan gibi bazı bileşiklere uyguladılar. Burada karbonu merkeze ve hidrojeni de karbonun etrafına yerleştirdiler.
- 1916 : G. Lewis ve W. Kössel ilk olarak iyonik ve kovalent bağları açıkladılar.