Günümüzde karbohidrat denilince aklımıza hemen obezite ve insanlara kilo aldırıcı yiyecekler gelmektedir. Bunun sebebi son zamanlarda moda olan sağlıklı yaşam ile ilgili programlar ve bazen haberler ile medyanın, insanların bilinçaltlarına “karbohidratlar kötüdür” gibi ifadeleri yerleştirmeleridir.
Bu konularda bazen uzman doktorlar da kendi aralarında çelişkiye düşmekle beraber çeşitli polemikler de bazen (haber konusu kalmadığında) gündeme gelmektedir. Bu tartışmalar ve polemikler olduğu yerde dursun ve biz hiç onlara karışmadan karbohidratlara farklı bir açıdan bakalım;
Aslında karbohidratlar anlatıldığı kadar kötü değillerdir. Canlılık için çok büyük önem arz eden bu bileşikler kendilerine yapılan bu tür ithamları hiç haketmiyorlar.
Peki nedir karbohidrat?
Karbohidratlar, karbon, hidrojen ve oksijen elementlerinden oluşan ve bütün canlı hücrelerde bulunan organik moleküllerdir. Birinci dereceden enerji verici olarak kullanılırlar. Karbohidratlar; yapıtaşı olan monosakkarit (tek şekerli), disakkarit (iki monosakkaritten oluşur) ve polisakkarit (çok sayıda monosakkaritin birleşmesiyle oluşur) olarak sınıflandırılabilir.
Karbohidratlar en çok ekmek, makarna, fasulye, patates, kepek, pirinç,tahıl ve hububat içinde bulunurlar.
Önemi nedir?
- Bizim yaşamamız için gerekli olan oksijen, bitkiler tarafından yapılan fotosentez olayı ile üretilmesi sonucunda enerji deposu olarak depo edilir ve böylece canlılık için önemli bir olaya dahil olurlar.
- Oksijenli ya da oksijensiz solunum yapan bütün canlılar, enerji üretimi için yaptıkları biyokimyasal reaksiyonlarda, reaksiyonu başlatmak için glukozu kullanırlar. (Glukoz karbohidratların en küçük yapıtaşlarındandır.)
- Yaşamımız için çok önemli bir bileşik olan DNA ve RNA gibi kalıtım materyallerinin yapılarına katılarak önemli bir rol oynarlar.
- En temel enerji kaynaklarından biridir ve kişinin günlük enerji üretiminin yaklaşık %55’i karbohidratlar tarafından karşılanmaktadır.
- Hücre çeperlerinin yapısına katılarak hücre çeperinin dayanıklılığını artırırlar. (selüloz)
- Karbonhidratlar olmadan yağlar metabolize olamazlar. Karbonhidrat alınmadığında vücut enerji için yağları kullanmak zorunda kalır ama yağlar çok fazla enerji verdiği için yağların kullanımı sonucunda vücut asiditesi artar ve keton cisimciği dediğimiz zararlı maddeler oluşur. Bu da kalp ve böbrekte sorunlara yol açar.
- Karbonhidratlar sinir dokusu için gereklidir ve beynin tek enerji kaynağı karbonhidratlardır.
Karbohidrat eksikliği nelere sebep olur?
B vitamini, lif eksikliği ve bazı aminoasitlerin eksikliği görülür. Bununla beraber halsizlik, yorgunluk, depresyon, unutkanlık, sinir sistemi bozuklukları, sindirim sistemi rahatsızlıkları, proteinin vücut tarafından kullanılamaması sonucu yapım ve onarımda azalma, yetersiz lif alımından ötürü uzun vadede kanser ve kalp hastalıkları görülebilir.
Karbohidratlardan uzak kalmak gördüğünüz gibi çok da mümkün değil. Ama her konuda olduğu gibi bu konuda da kararında davranmak işin püf noktası olsa gerek.
Ek bilgi: Herkes bu moleküller için karbonhidrat ifadesini kullanır. Ama doğrusu “karbohidrat”tır.
2 yorum
Herkesin ‘Karbonhidrat’ kelimesini kullanmasının nedeni Türk Dil Kurumu sözlüğünde bu şekilde geçmesidir. 🙂
Ben de şimdi baktım. Yetkililere bunu belirtebilir miyiz acaba?