Bristol Üniversitesi (İngiltere) bilim adamlarının gerçekleştirmiş oldukları yeni bir araştırma, biyolojide önemli aksiyomlardan biri olan ‘enzimlerin çalışması için suya ihtiyaç vardır’ ifadesine meydan okuyor. Bu buluşun nihayetinde biyodizel işlemleri için yeni endüstriyel katalizörlerin gelişmesine yol açabileceği öngörülüyor.
Enzimler; hücrelerde gerçekleşen DNA replikasyonlarının denetiminde, besin – enerji dönüşümlerinde, kısaca yaşam için gerekli olan bütün farklı kimyasal reaksiyonların binlercesinde görev alan ve onları katalizleyen büyük biyolojik moleküllerdir.
Enzimlerin çeşitli roller üstlendiği biyolojik ortamların farklı serileri içinde sabit olan tek şey suyun fazlaca bulunmasıdır. Ancak, Nature Communications’ da (6 Ekim 2014) yayınlanan yeni bulgular enzimlerin biyolojik rollerini yerine getirmesi için suyun gerekli olmadığını göstermektedir.
Bu keşif, yeni ısıya dayanıklı endüstriyel enzimlerin geliştirilmesinin önünü açabilir. Ki bu geliştirilecek enzimlerden, deterjan üretim teknolojilerinden biyoyakıt üretimiyle oluşturulan alternatif enerjilere kadar çeşitli uygulamalarla birlikte endüstride olduğu gibi zor üretim koşullarında da yaralanılabilecektir.
Dr. Adam Perriman ve çalışma arkadaşları uzun deterjan molekülleri ile endüstriyel enzim olan lipaz yüzeyini dekore ederek enzim için su ihtiyacının önüne geçmenin mümkün olduğunu kanıtladılar.
İlke olarak benimsedikleri şey, herhangi bir çözücü olmaksızın sıvı halinde yerleşebilme yeteneğine sahip olan bir enzim oluşturmaktır. Şaşırtıcı olanı ise katı haldeki kimyasal reaktantın (diğer bir deyişle substratın) 150 0C gibi yüksek sıcaklıklara kadar kimyasal reaksiyonu katalize eden sıvı enzim tarafından doğrudan çözünebilmekte olduğudur.
Dr. Perriman (Bristol Üniversitesi Hücresel ve Moleküler Tıp Fakültesi) ‘’Yaptığımız ön çalışmalarda, lipazın molekül yapısının 150 0C larda dahi moleküler yapısındaki modifikasyonlardan sonra bile sağlam olacağını biliyorduk. Ancak, enzimin katalitik aktivitesinin mevcut olduğunu keşfetmek bizleri şaşırttı ve umut verdi. Kendi kendine yeten reaktif bir biyoakışkan tasarlama yeteneği gerçek bir bilimsel ilerlemeyi temsil etmektedir. Öyle ki bu biyoakışkan katı bir substrat üzerine tam anlamıyla yerleşebilir ve daha sonra kimyasal bir reaksiyonun devamını sağlayabilir niteliktedir.’’ diye vurgulamaktadır.
Kaynak: sciencedaily.com