Propolis Nedir?

Bal arısı (Apis mellifera L.) bitkilerdeki yabancı tozlaşmayı gerçekleştirmesi yanında ürettiği bal, balmumu, polen, arı sütü gibi arı ürünlerinin kazandırdığı ekonomik yararlar nedeniyle, binlerce yıldır insanlar tarafından dünyanın hemen her yerinde yetiştirilen sosyal bir böcektir.

11-192x300Son yıllarda ülkemizde arı sütü ve arı zehiri üretimine dönük bazı çabalar gözlenirken, propolis üretimi henüz çok yeni bir konudur. Ülkemizde propolis üretim teknikleri, muhafazası ve işlenmesi ile kullanım biçimi hakkında yapılmış çalışmalar yok denecek kadar azdır.

Propolis, çam, meşe, huş, okaliptüs, kavak, kestane vb. ağaçlar ve bazı otsu bitkilerin tomurcuk, yaprak ve benzeri kısımlarından arılar tarafından toplanan ve mumla karıştırılarak kovan içerisinde bir çok amaca yönelik olarak kullanılan zamk gibi yapışkan, reçinemsi kokulu ve rengi koyu sarıdan kahverengiye kadar değişen bir maddedir. Arı bu maddeyi, polenle ve başı ile thoraksı arasında bulunan bezlerden salgılamış olduğu aktif enzimlerle karıştırmaktadır.

Propolis insanların dikkatini tıbbı açıdan binlerce yıl önce çekmiş ve bu doğal ürün eski çağlarda Avrupa ve Kuzey Afrika’da, Mısır, Yunan ve Romalılarca yaygın olarak kullanılmıştır. Nitekim ünlü Yunan filozofu Aristo arıların çalışmasını saydam kovan kullanarak incelemek istemiş, ancak kovanın koyu renkte mumsu maddeler ile kaplanarak saydamlığını yitirdiğini bildirmiştir. Bu maddenin propolis olduğu tahmin edilmektedir.

Geleneksel hekimlikte yaygın olarak kullanılan ve Hipokrat, Heredot, Aristo ve diğer antik dönem bilginleri tarafından övgü ile söz edilen propolis, çok eski çağlardan bu yana insanlar tarafından ya çeşitli hastalıkların tedavisinde ya da etkilerinin azaltılmasında kullanılmıştır. Propolis ilk kez Yunanlılar tarafından keşfedilerek doğal bir antibiyotik olarak kullanılmış ve propolis kelimesi, pro (ilk ya da savunma) polis (şehir)’den türetilmiştir.

Propolis üretimi konusunda en ileri ülke Brezilya’dır. Bu ülkede Afrika arılarının propolis üretimi için özel kovanlar oluşturulmuş ve Brezilya’da üretilen tonlarca propolis, kargo uçaklarla Japonya’ya ihraç edilerek işlenmeleri Japonya’da yapılmaktadır.

Günümüzde bu değerli arı ürünü antibakteriyal, antifungal, antiviral özellikleri yanında antiemflamatuvar, antiülser, lokal anestetik,22 antitümör, bağışıklığı uyarıcı çok sayıda yararlı biyolojik aktivite göstermekte olup, son üç bin yıldır doğal ilaç olarak kullanılmaktadır. Yirmibeş yıl öncesine kadar yapılan çalışmaların büyük çoğunluğu SSCB ve Doğu Avrupa ülkelerine ait olup, değerli bilgiler ortaya konmuş, özellikle Ghisalberti yazdığı makalelerde propolisin aktivitesi ve kimyasal yapısına ait çalışmaları özetlemiştir.

Propolis çok değişik kimyasal maddeler içermesi ve antibakteriyel etkisinden dolayı kovan içinde arılar tarafından kullanımı dışında, ilaç ve kozmetik sanayii ile apiterapi merkezlerinde de çok yönlü olarak kullanılan bir maddedir.

Propolis 10ºC’nin altında sert ve kırılgan, 15–25ºC arasında mum kıvamında elastik bir yapı göstermekte, 30–40ºC’de yumuşayıp yapışkan bir durum almakta ve bu durumda özellikle yaz aylarında arıcının çalışmasını güçleştirmekte, 80ºC’de kısmen erimektedir. Kovandan alındığı zaman yapışkan ve kendine özgü bir kokusu vardır. Derin dondurucuya konulduğunda hemen katılaşmaktadır.

İlginizi Çekebilir!  Sülfürik Asit Nedir?

Propolisin kimyasal kompozisyonu çok kompleks olup, bileşimi bitkiye, bölgeye, mevsime ve koloniye bağlı olarak değiştiğinden dolayı rengi, kokusu ve tıbbi karakterleri de farklılık gösterir. Propolisi kimyasal bileşiklerine ayırmak oldukça güçtür. Ancak son yıllarda High Performance Liquid Chromatogaphy (HPLC), Mass Spectrometry ve Gas Chromatogaphy (MS-GC) teknikleri kullanılarak propolis içerisinde çok az miktarda bulunan ve organik çözücülerde çözünen 149 bileşik ve 20 iz element tespit edilmiştir.

Propolisin içeriğinde %50 reçine ve zamksı maddeler, %30 bitkisel mumlar, %10 esansiyel yağlar, %5 polen ve %5 organik bileşikler ve mineral maddeler mevcuttur.

32Propolisin tıbbi açıdan önemli bileşenleri, alkol gibi çözücülerde çözünen fraksiyonlarıdır. Bu fraksiyonlarda bir çok bileşen olduğu tespit edilmiştir. Bu kimyasal maddeler Flavonoidler, Krizin, Apigenin, Acacetin, Quercetin, Kaempferide, Kaemperol-7,4’-dimethyl ether, Ermanin, Galangin, Pinochembrin, Pinobanksin, Pinobanksin-3-acetate, Pinostrobin, 3’,4’- dihydroxyflavanoids, Flavan-3-ols, Pectolinaringenin, Luteolin, 3, 4-dimethyl ether- luteolin, Artepillin C, Eriodictyol, Pinosylvin (3,5-dihydroxystilbene), Ferulic asit, Isoferulic asit, Benzoik asit, Cinnamic asit, Isopentyl ferulate, p-Coumaric asit benzyl ester, Caffeic asit, Prenyl caffeate, 3- methyl-but-2-enyl caffeate, Caffeic asit phenetyl ester, Methyl caffeate, Diterpenoid clerodan, eterik yağlar şeklinde özetlenebilir.

Geleneksel hekimlikte yaygın kullanım alanı olan propolis, modern hekimlikte büyük çoğunlukla sentetik ilaçların kullanılmasıyla önemini yitirmiştir. Ancak, son 20 yıl içerisinde sentetik ilaçların yan etkilerinin ortaya çıkması ve hastalık etmenlerinin bu ilaçlara karşı dirençli hale gelmesi sonucu doğal ilaçların kullanımına karşı eğilim artmıştır.Dermatoloji ve kozmetik alanlarındaki uygulamaları propolis ve ekstraktlarının en yaygın kullanıldığı yerlerdir. Propolisin doku üzerindeki yenileme ve iyileştirme etkileri araştırılarak mikrop ve mantar öldürücü özellikleri tespit edilmiştir. Kozmetik ürünler (kremler, losyonlar, şampuanlar), macunlar, burun spreyleri, diş macunları, sabunlar, yüz maskeleri, ticari kozmetik preparatlarında, gıdalara ilave gibi alanlarda propolisin özelliklerinden yararlanılmaktadır. Propolisten yapılmış bitki ekstraktlarının, arı sütü ve E vitamini ile birlikte kozmetik sanayiinde cildi besleyici ve temizleyici ürünlerin yapımında geniş ölçüde kullanım alanına sahip olduğu bilinmektedir.Özellikle ticari kozmetik için propolis kullanıldığı takdirde, propolis ekstraktı %1’i geçmemeli, bazen %0.05–1 kadar aktif madde az olmalıdır. Önerilen miktarların bilimsel dayanağı olmasa da, duruma göre %1–5 ekstrakte edilmiş propolisin kullanılması (kuru ağırlık) önerilmektedir. Daha fazla kullanılması halinde üründe renk, tat, koku ve yoğunluk etkilenebilmektedir.

 

Kaynak ve detaylı bilgi için burayı inceleyiniz.

Sizce faydalı mıydı?

Değerlendirme: 0 / 5. Oylayan: 0

Yorum Yap