Yeşil Kimya nedir?
Yeşil Kimya, öncelikli olarak açıklamak gerekirse, ayrı bir disiplin (İnorganik veya organik gibi) değildir. Yeşil Kimya bir düzine prensip üzerine oturtulmuş, mevcut kirlilik sorunlarını ortadan kaldıracak çözümleri içine alan, yeni bir akımdır.
Çevre Koruma Örgütü (EPA) tarafından tanımı ise; “Kimyasalların dizaynı, üretimi ve kullanımı sırasında ve sonrasında ortaya çıkacak kirlilikleri elimine eden veya azaltan yenilikçi teknolojileri teşvik etmektir.” P. T. Anastas ve J. C. Warner ise Yeşil Kimya-Teori ve Pratik kitabında (Green Chemistry-Theory and Practice); “Kimyasal ürünlerin dizaynı, üretimi ve kullanım alanlarında insan ve çevre sağlığı için tehlike oluşturan materyallerin kullanımı ve ortaya çıkışını elimine eden veya azaltan bir düzine prensibin kullanımıdır.” olarak tanımlamışlardır. 12 prensip olarak ortaya çıkan ve şuan birçok kimyasal endüstri ve araştırmada rehber olarak kullanılan bu prensipleri Yeşil Kimya-12 Prensip’te bulabilirsiniz.
Yeşil Kimya da yaygın olarak endüstri ve araştırmada kullanılan tanımları aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz;
1. Atom Ekonomi (Atom Economy)
Hedef ürünün atom ağırlığının, onun sentezinde kullanılan reaktiflerin toplam atom ağırlığına oranının 100 ile çarpımı sonucunda yüzde olarak verilir. Eğer sonuç 100 ise, bir reaksiyonunun %100 Atom Ekonomisi ile gerçekleştiğini gösterir.
2. E-Faktör (E (Environmental)-Factor)
Bir kilogram ürün için meydana gelen atığın (kg) birbirine oranıdır (kg atık/ kg urun). Yaygın olarak, endüstri alanında kullanılan bir tanımlamadır.
3. Yaşam Döngüsü Belirlenmesi (Life Cycle Assessment)
Herhangi bir birim malın üretim öncesi kullanılan ham maddeden kullanım sonrasına kadar tüm aşamaları inceler. Bunlar aşağıdaki şeklinde verilebilir;
a. Üretim Öncesi
- Atık azaltımı
- Alternatif ham maddeler
- Güvenli ve sorumlu ekstraksiyon
b. Üretim Aşamasında
- Katalizör kullanımı
- Daha Atom Ekonomisi etkili sentezlerin kullanılması
- Uçucu olmayan çözücüler
- Güvenli ve yoğun proses
c. Ürün Dağıtımı
- Üretimin ve dağıtım arası mesafenin kısa tutulması
- Daha az ambalaj kullanımı
d. Ürün Kullanımı
- Güvenli Ürünler
- Formülü açısından zararsız kimyasallar
e. Ürün Kullanım Sonrası
- Hızlı şekilde doğada yok olabilmesi
- Yenilenebilir ve tekrar kullanılabilirliği
4. Temiz Teknolojiler Havuzu (The Clean Technology Pool)
5. Çevre-Yenilik Pusulası (Eco-Innovation Compass)
Bir reaksiyonu veya bir materyali nasıl yeşil yapabiliriz?
Bu sorunun cevabini 12 Prensibi kendi prosesimize uygulayarak bulabiliriz. Böyle bir reaksiyonun yeşil olabilmesi için;
- a) Güvenli
- b) Tek bir reaksiyon basamağı içermesi
- c) Atık üretmemesi
- d) Yenilenebilir hammaddelerin kullanılması
- e) Çevresel olarak kabul edilebilir olması
- f) Ürünün basit şekilde (reaksiyon ortamından) ayrıştırılabilmesi
- g) Atom etkili olması
- h) % 100 verim vermesi
parametrelerinin sağlanması gerekmektedir. Birçok reaksiyonda ise tüm bu maddeleri yerine getirmek ise oldukça zordur.
Yeşil Kimyanın Doğuşu
İlaç, temizlik ve gıda sektöründe yer alan ve günlük yaşamımızda direkt veya dolaylı olarak etkileşim içinde olduğumuz kimyasallar ile yaşamımız oldukça kolaylaşmaktadır. Antibiyotik gibi kimyasallar ile ortalama yaşam suresi 1900 den 1990 a kadar 47 den 75 kadar yükselmiştir. Endüstri devrimi ile hızlanan bu süreç hızlanarak günümüze kadar gelmiştir.
Dışarıdan sistem sorunlarına uygulanan çözümler her ne kadar sorunu çözse de bir diğer sorunu yaratmaktadır. 1961 yılında ortaya çıkan panik bunun en belirgin örneklerindendir. Taolamit olarak bilinen ve hamile kadınlarda kusma ve bulantı önleyici olarak uygulanan ilacın doğan çocuklar üzerinde yan etkileri ortaya çıkmıştır. Bu yan etkiler başlıca kolda meydana gelen yapı bozuklukları veya kolsuz bebeklerin doğması gibi görülmüş ve dünya çapında yaklaşık 10.000 bebekte görülmüştür.
1962 yılında Sessiz Bahar (Silent Spring) adında bir kitap yayınlanmıştır. Kitapta başlıca, pestisitlerin (tarım ilaçlarının) kuş yumurtaları üzerine etkisi incelenerek tarım alanında uygulanan bu pestisitlerin doğa yaşam döngüsü içindeki hayvanları nasıl etkilendiğini incelemiştir. İlgi çekici olan, kitabın da adını aldığı şekliyle, kuş yumurtalarının zayıf kabuklu ve içinin bos olarak dünyaya gelmesidir (Dolayısı ile bahar ayında beklenen yavru kuş cıvıltıları görülmemiştir).
Bu yan etkiler, kimya endüstrisinin toplum gözünde kötü bir unvana sahip olmasına neden olmakta ve yeni kullanım sınırlandırmaları ortaya çıkarmaktadır. 1990’lı yıllarda, Çevre Koruma Ajansı (Environmental Protection Agency) tarafından ilk olarak ortaya çıkarılan yeni terim Yeşil Kimya (Green Chemistry), mevcut kirlilik kaynağını azaltacak veya yok edecek önlemlere odaklanmış ve bu sayede de kirliliği ancak ortaya çıktıktan sonra temizleme yolunu arayan mevcut olgunun kullanım dışı olduğunu göstermiştir.
Daha fazlasını öğrenmek için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.
Kaynak: www.yesilkimya.org
2 yorum
Çok faydali bir yazı olmuş emeğinize sağlık..
12 prensipler nerde 5 tane var!!!