Polimer; adı “poli + meros (çok + parçalı)” olarak Greekçe’den gelen ve tekrarlanan yapısal kümelerin oluşturduğu yüksek molekül ağırlıklı bileşikler olarak tanımlanan yapılardır. Polimeri oluşturan her bir küçük molekül monomerolarak adlandırılır. Anlayacağınız polimerler birçok küçük molekülün yani monomerin bir araya gelerek oluşturduğu makromoleküllerdir.
Tamam da; bu polimerler neden önemlidir ?
Polimerlerin önemini anlamak için etrafımıza biraz daha dikkatli bakmak yeterlidir. Hayatımızda ne kadar çok alanda yer aldıklarını gördükçe sanırım önemini anlayacaksınız.
Çok hoşunuza giden bir deri ceket var. Onu almaya gidiyorsunuz. Pardon deri mi dediniz? Deri aslında doğal bir polimerdir. Biliyordunuz değil mi ?
Süpermarkete girdiniz. Etrafınızda gördüğünüz hemen her ürün paketlenmiştir. Paketlemede kullanılan malzemelerin hemen hepsi ise polimerik malzemelerden hazırlanmıştır. Diyelim ki çocuğunuz için çocuk bezi alacaksınız. Bu bezlerin en önemli özelliği ve kalitesi suyu absorbe edebilme özelliği ile alakalıdır. Bunu sağlayan ise poliakrilik asittir. Poliakrilik asit kendi ağırlığından çok daha fazla suyu absorbe edebilir.
Gözlüğünüzün camı mı kırıldı. Hay Allah! Gözlükçüye gittiğiniz zaman size camdan daha farklı bir alternatif sunabilir. Sıradan camdan daha hafif, yere düşürdüğünüzde kırılmayacak ve kırılma indisi camdan daha fazla olan bir ürün. Polikarbonat gözlük camı!
Peki PVC size bir şey çağrıştırıyor mu? Evinizdeki su tesisatından, kapı ve pencerelere kadar; ucuz ve ısı yalıtımındaki avantajları nedeniyle kullanılıyor.
Size son olarak silikon örneğini sunayım. Sanırım kafanızda artık bir şeyler canlandı. Bunlar sadece basit sıradan örnekler, çevrenize biraz daha dikkatli bakarsanız çok daha fazlasını görebilirsiniz.
Polimerik malzemelerin bu kadar geniş kullanım alanlarına sahip olmalarının nedeni, yapısal özelliklerinin istenildiği gibi ayarlanabilir olması ve ekonomik olarak elde edilebilmelerinden kaynaklanmaktadır.
Peki polimerlerin yapısından mı bahsetsek biraz?
Polimerleri inceleyebilmek için önce her şeyde olduğu gibi sınıflandırmak gerekir. Basit bir sınıflandırma aşağıda yapılmıştır.
- Molekül ağırlıklarına göre
- Doğada bulunup bulunmamasına göre
- Organik ya da anorganik olmalarına göre
- Isıya karşı gösterdikleri davranışa göre
- Zincirin yapısı ve şekline göre
Kısaca bu sınıflardan bahsedecek olursak;
Polimerleşme reaksiyonları esnasında pek çok monomer diğer monomerler ile ya da ortamda bulunan ve belli bir molekül ağırlığına ulaşmış bir molekül zinciri ile tepkime verebilir. Oluşan zincirlerin büyüklükleri pek çok faktöre bağlıdır ancak polimer zinciri yeteri kadar büyümemiş ise oligomer olarak adlandırılır.
Polimerler sandığınız gibi tamamen yapay moleküller değildirler. Doğada kendiliğinden bulunan ve çok büyük önem taşıyan doğal polimer ya da makromoleküller hayatın kendisini oluşturur. Proteinler, selüloz başlıca örneklerdir.
Anorganik polimerlerde esas zincir karbona dayalı yapıya sahip değildir ve genellikle organik polimerlere göre daha fazla ısıya dayanıklı ve daha serttirler.
Sıcaklık artışı ile eriyerek şekil değiştirebilen yapıdaki polimerler termoplastik sınıfını oluştururlar. Yüksek oranda çapraz bağ içeren yani sıcaklık artışı ile zincirlerinin hareketli olmayışı nedeniyle erimekten ziyade parçalanan yapılara ise termosetting denilir.
Tek tür birimlerden oluşan polimer zinciri homopolimer olarak adlandırılır.
-A-A-A-A-A-A-A-A-A-A-A-
İki yada daha fazla monomer içeren polimerler ise kopolimer olarak adlandırılır. Kopolimerler de dizilişlerine göre random ya da alternatif kopolimerler olarak adlandırılır.
-A-B-A-B-A-B-A-B-A-B-A- (Alternatif)
-A-B-A-A-B-B-B-A-B-A-B- (Random)
Polimer zincirleri daha kompleks yapılar halinde de bulunur elbette. Doğrusal zincir, dallanmış zincir, ağ zincir…
Sanırım kafanızda polimerlerin ne olduğuna dair bir şeyler canlandı…