ChrisFreeman Yenilik İktisadı adlı kitabında; çevresel sürdürülebilirliğin temelde bir kamusal hedef olduğunu, ancak özel sektörün bu değişime uyacak kapasite ve canlılığı gösteremezse bu hedefin gerçekleşemeyeceğini belirtiyor. Tam da burada sürdürülebilirlik kavramı tartışılırken; var olan düzene farklı bir açıdan eleştiride bulunan ve geçtiğimiz aylarda piyasaya sürülen “Sürdürülebilir Yaşam ve Enerji Söyleşileri” adlı kitaptan bahsetmek istiyorum.
Sürdürülebilirlik günümüzde, hem doğanın korunması, sosyal eşitlik, temel insani ihtiyaçların karşılanması gibi değerlerini hem de fiziki altyapı, insan kaynaklı sermaye, emek piyasası gibi iktisadi ve siyasi konuların bir arada gündeme alınmasını gerektiriyor. Kitabın tartışmaya açtığı temel konulardan biri de bu… “Mevcut sistem ve yeterli görülen politikalar ne kadar sürdürülebilir?” Tüm bu gelişmeler sonucunda çalışmanın dikkat çektiği son konu ise her şeyi açıklar nitelikte.
Bugün Irak’ta halen devam eden, gelecekte Suudi Arabistan, İran ve belki de Orta Asya’da yaşanabilecek olayların temelinde, siyasi ve askeri hedefleri bir kenara bırakacak olursak, büyük ölçüde dünya enerji arz ve talebindeki köklü değişiklik beklentileri yatıyor. Bu gelişmeler yaşanırken dünya ekonomisindeki gerileme, piyasalardaki dalgalanmalar ve kaynak milliyetçiliğinden kaynaklanan belirsizlikler enerji sektöründe talepteki büyümeyi karşılayacak yeterince arz yatırımının zamanında yapılmasına engel oluyor. ( Kitabın Önsözünden Alıntı)
Kitabın yazarı Rahmi Aydemir, oldukça ilginç konuları bir araya getirerek yeni dünya düzeninin sömürü anlayışına da ışık tutuyor. Kalkınma modeli ve enerji güvenliği paradigmalarını geçişlerle kıyaslarken, ekolojik modernizasyon yaklaşımına ve fütürist eğitim modelleri gibi daha önce sürdürülebilirlik başlığı altında ele alınmamış birçok kavramı birbiriyle ilişkilendiriyor. Kitabın sivil toplum kuruluşlarına ayrılmış bölümünde; aktivistlerin verdiği savaşlar, kampanyalar ve eleştiriler yer alırken diğer bölümünde ise teknolojik değişim ve yeniliğin doğurduğu politik mücadeleleri, enerji piyasasını ve yenilenebilir enerjinin geleceğini tartışıyor, ayrıca organik tarım ve permakültür tasarım bilimiyle doğayı evinize getiriyor.
Çok alametler belirdi…
Bundan yaklaşık 4 sene önce ekoloji alanında bir yayın yapmaya hazırlanırken yaprak kımıldamıyor, insanlar böyle bir girişime deli gözüyle bakıyordu. Sürdürülebilirlik, yabancı dilden kötü çevrilmiş bir kelimeydi. Ama bir insan hayatı için bile kısacık bir sürede, hayatın her alanında sıkı bir rüzgar esmeye başladı. Sivil toplumdan şirketlere, yerel yönetimlerden bireylere, çok farklı düzey ve düzlemleri peşine takan bu rüzgar, ne zaman fırtınaya dönüşür bilinmez ama dediğimiz gibi, çok alametler belirdi.Bu fırtınanın ortasında pusulasız, yelkensiz ve yönsüz kalmamanın tek yolu ise daha fazla bilgi edinmek ve üretmek. Vakit tamam ama şimdiyi bilgiyi çoğaltmamız ve büyütmemiz gerekiyor. Sürdürülebilir Yaşam ve Enerji Söyleşileri hiç kuşkusuz bu bilgi ağacının önemli dallarından biri olacak…
EKO IQ Genel Yayın Yönetmeni ve Umudu Yeşertenler’in Yazarı Barış Doğru’nun Kaleminden…