Gözlem yapmak bir bilim adamının en belirgin özellikleri arasında yer alır. Tabi ki sadece bilim alanında değil elbette birçok alanda gözlem yapmak işin en önemli kısmını oluşturmaktadır.
Gözlem yapmak aslında sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. Ancak doğuştan gelen bir yetenek de değildir. Zamanla çalışarak geliştirilebilecek bir özelliktir.
Baktığınız objeyi veya olayı tek tek parçalara ayırıp bütün ayrıntıları görebilmek ve sonra bu parçaları yeniden birleştirip bütün olarak algılamak, gözlem yapabilmenin sırrıdır.
Gözlem yeteneğinizi ufak alıştırmalar ile geliştirmeniz mümkün.
Kendinizi gözlemlemek için bir nesne seçin. Bu evdeki kediniz, akvaryumdaki balığınız veya herhangi bir nesne de olabilir; masa, sandalye, çay bardağı… Elinize bir kağıt kalem alın ve seçtiğiniz nesnenin detaylarını yazmaya başlayın. Renkleri, biçimleri, kıvrımları, kısacası ayrı ayrı görebildiğiniz ne varsa tüm özelliklerini not edin.
Tüm özelliklerini yazdığınızı düşündükten sonra biraz ara verin, kendinize yeni bir sayfa alın, sayfanın üzerine “Hâlâ ona bakmaya devam ediyorum” yazın ve tekrar nesneyi incelemeye başlayın. Daha önce yazdıklarınızdan farklı özellikler keşfedene kadar devam edin. Başlangıçta sıkıcı olabilir. Daha ne olabilir ki diyebilirsiniz ancak belki bir saat sonra belki bir gün sonra keşfedeceksiniz. Ama keşfedene kadar devam edin.
Önünüzde duran obje hiçbir zaman sizin gördüğünüz kadar değildir.
Yeni ayrıntıları keşfettiğiniz zaman heyecanlanacaksınız ve dikkatiniz de artacak. Böylece daha fazla ayrıntı da görmeye başlayacaksınız.
İncelediğiniz bir eşya ise, o eşyanın yapıldığı malzeme, bugünkü haline gelinceye kadar geçirdiği evreler gözünüzün önünde canlanmaya başlayacaktır. Şayet incelediğiniz kuş, kedi vb bir canlı ise iç organlarından genetik kodlamasına kadar kafanız da o kadar ayrıntı zihninizde oluşmaya başlayacaktır ki, bu ayrıntılar ile birlikte bir takım duygularınızın da harekete geçtiğinin farkına varacaksınız.
Başka bir alıştırma olarak ise şimdi anlatacağımız ufak oyun bir veya birkaç arkadaşınız ile hem eğlenceli vakit geçirip hem gözlem yeteneğinizi hem de görsel hafızanızı artırmada fayda sağlayacaktır.
Oyunu başlatan kişi öncelikle kendinizi düşüneceğiniz bir mekan belirler. Mutfak, eczane, butik, cafe, sınıf vb..
Mekan belirledikten sonra birisi o mekanda aklına gelen ilk nesneyi söyler. (Yalnız sadece nesneler, canlı objeler yok bu oyunda.) İkinci kişi önce o nesnenin adını sonra kendi aklına gelen nesneyi söyler. Bir sonraki kişi ilk iki nesneyi söyleyip ardından kendi aklına gelen nesneyi söyler. Burada önemli olan ortamı gözünüz de canlandırmanız, kendinizi orada hissetmeniz ve söylediğiniz nesneler birbirinden kopuk değil birbirini devam ettiren nesneler olması. Yani birisi sınıftaki tahta diyorsa, öbürü sınıfın sonunda bulunan askılık değilde tahtanın civarında bulunan birşey söylemesi. Böylece bir süreklilik de sağlanmış olacaktır.
Çalışma odasında :
– Masa
+ Masa, kalemlik
– Masa, kalemlik, kalem
+ Masa, kalemlik, kalem, defter
– Masa, kalemlik, kalem, defter, kitap..
Bu şekilde bir kopukluk yaşamadan tasvire devam ederseniz hafızanız sahneyi daha çok kavrayacak, işler gitgide daha da kolaylaşıcaktır. Yalnız bu oyunda dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta da hızlı düşünmeye çalışmak. Sıra size geldiğinde eee, mmm diyerek tekleyip düşünmeye başlarsanız kaybedersiniz.
Bu oyunun bir güzel yanı da birkaç kere oynadıktan sonra artık her gittiğiniz yere daha farklı bakmaya başlayacaksınız.
Bu alıştırmaları sık sık tekrarlayıp, gözlem yeteneğinizi geliştirmeniz bir bilim adamı olma yolunda sizin için büyük bir adım olacaktır.